Bakan Fidan’dan yaptırım tepkisi
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye-Polonya-Romanya Üçlü İşbirliği Süreci Dışişleri Bakanları Toplantısı için Varşova'ya gitti. Bakan Fidan, Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorksi ve Romanya Dışişleri Bakanı Luminita Odobescu ile görüşmelerinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
"YAPTIRIM, KISITLAMA ENGEL..."
NATO üyesi ülkeler arasında çeşitli yaptırım ve kısıtlamaların NATO'ya ciddi zararlar verdiğine dikkat çeken Bakan Fidan, şunları söyledi;
*Gerçekten iyi bir formatta verimli bir görüşme trafiği gerçekleştirmiş olduk. Bugünkü toplantılarımızda önümüzdeki ay Washington’da yapılacak olan NATO zirvesiyle ilgili hazırlarımızı ele aldık. NATO'ya mücavir bölgedeki güvenlik sınavları karşısında ülkelerimiz arasında ilişkileri geliştirmemiz gerekiyor. Bu hususta neler yapabileceğimizi görüşüyoruz.
*NATO zirvesine ilişkin ülkemizin önceliklerinin ve beklentilerinin neler olduğunu ayrıntısıyla görüşme imkanı oldu. Değerli mevkidaşlarıma Vilnius zirvesinde alınan kararların uygulanmasının ve takip edilmesinin önemini vurguladım. Bildiğiniz gibi müttefikler arasında, özellikle savunma sanayii alanında yaptırım, kısıtlama ve engellemelerin tamamıyla kalkması gerekmekte.
*İttifak üyesi ülkelerin birbirlerine yaptırım uygulaması müttefiklik ruhuyla bağdaşmıyor. Bunu da zaten her vesileyle vurguluyoruz. Bu çerçevede Vilnius’ta verilen taahhütlerin yerine getirilmesini de bekliyoruz. Yaptırımlar ve kısıtlamalar sadece buna maruz kalan müttefik ülkeyi etkilemiyor. Bu anomali esasen NATO'nun caydırıcılığını ve savunma kapasitesini de azaltıyor" dedi.
"TÜRKİYE AĞIR BEDELLER ÖDEMEKTEDİR"
Türkiye'nin her türlü çatışma ve savaşa karşı diplomasi ve müzakereyi savunmaya devam edeceğini bildiren Bakan Fidan, şunları kaydetti:
*Görüşmelerimizde terörizmle mücadele konusunu da ele aldık. Bu hususta NATO'nun somut adımlar atmasını bekliyoruz. Türkiye terörle mücadelede yıllardır çok ağır bedeller ödemektedir. Bu mücadelede müttefiklerimizin kayıtsız şartsız bizim yanımızda olmalarını beklemek en doğal hakkımızdır.
*Zira müttefiklik terörle mücadele gibi son derece hassas bir konuda tüm üyelerin birbiriyle azami dayanışma içinde olmasını gerekli kılmaktadır. Terörle mücadele konusunda verilmiş olan sözlerin Washington'daki zirveye kadar tamamlanması gerektiğini bir kez daha vurguladık. Değerli mevkidaşlarımla Rusya ile Ukrayna arasındaki savaştaki son durumu da bütün ayrıntısıyla masaya yatırdık.
*Bildiğiniz gibi Türkiye olarak biz tüm çatışmalarda, tüm savaşlarda diplomasi ve müzakere seçeneğine öncelik verilmesinden yanayız. Bu yaklaşımımızı Ukrayna konusunda da sürdürmekteyiz. Diplomasi seçeneği Ukrayna'da devam eden savaşta bir kenara itilmemelidir. Ayrıca Montrö Boğazlar Sözleşmesi bölgedeki gerilimin artmasını engellemekte önemli bir rol oynamaktadır.
*Bu sözleşmeyi tarafsız bir biçimde ve titizlikle uygulamayı sürdürüyoruz. Avrupa'nın savunma ve güvenliğinin etkin şekilde sağlanması konusunda NATO en önemli aktördür. NATO'nun bu öncü ve asli rolünü zayıflatabilecek girişimlerden uzak durulması gerekiyor.
*Bu yöndeki bazı teşebbüslerin bizi rahatsız ettiğini bugün değerli meslektaşlarımla paylaştım. Avrupa'daki diğer uluslararası örgütlerin çatısı altında vücut bulabilecek girişimlerin zarar verebileceğine dikkat çektim.
"VAKİT ÇOK GEÇ OLMADAN..."
İsrail ile Filistin arasındaki savaşın her an bölgesel bir savaşa evrilebileceğine de vurgu yapan Bakan Fidan, sözlerini şöyle sürdürdü;
*Gazze'de halen devam eden insani felaket de görüştüğümüz konular arasındaydı. Aylardır süren katliam, küresel güvenlik açısından da artık ciddi bir tehdittir ve bu tehdidin varlığı bütün ilgili aktörler tarafından da paylaşılmaktadır. Gazze'deki katliam her an için bölgesel bir savaşı tetikleme potansiyeline sahiptir.
*İsrail'e destek veren ülkeler vakit çok geç olmadan bu tutumlarını gözden geçirmeliler. İsrail kendi güvenliğini sağlama adı altında tüm dünyanın gözü önünde Gazzelileri katlediyor. Milyonlarca insanı yerinden ediyor. Bu vahşete seyirci kalan bir anlayışla Filistinlilerin güvenliğini zerre kadar umursamayan bir anlayışla ilerleme kaydetmek imkansızdır. Gazze'deki bu insanlık dramının son bulması için bir an önce kalıcı ateşkesin sağlanması, tarafların masaya oturmaları gerekiyor.
*İsrailli esirlerin ve Filistinli tutukluların serbest bırakılması gerekiyor. Yerlerinden edilmiş Filistinlilerin evlerine dönmeleri sağlanmaları gerekiyor. İsrail'in işgal ettiği topraklardan geri çekilmesi, ayrıca Gazze'nin yeniden imarı için kolların sıvanması gerekiyor. Gazze'deki krizin kalıcı barış için bir fırsata çevrilmesinin mümkün olabileceğine inanıyoruz. İsrail'i uluslararası kamuoyunun çağrılarına kulak sürece olumlu yaklaşmaya davet ediyoruz.
"KÜRESEL BARIŞA KATKIYA DAVET EDİYORUZ"
Bakan Fidan, Türkiye, Polonya ve Romanya arasındaki ilişkilere ilişkin ise şunları söyledi:
*Bu buluşma vesilesiyle mevkidaşlarımla ikili ilişkilerimizi ele almak imkanımız oldu. Sayın Sikorski ile yaptığım görüşmede ilişkilerimizi daha da güçlendirmek için atabileceğimiz müşterek adımları konuştuk. İkili ticaret hacmimiz geçen yıl belirlediğimiz hedefin de önüne geçerek 13 milyar dolara ulaşmış durumda. NATO müttefikleri olarak savunma sanayi alanındaki iş birliğimizi somut projelerle daha da güçlendirmek konusunda kararlıyız.
*Polonya 2025 yılının ilk yarısında Avrupa Birliği dönem başkanlığını üstlenecek. Polonya'nın dönem başkanlığında ülkemizin Avrupa Birliği sürecinin canlanmasında ve ilerletilmesinde önemli adımlar atılmasını ümit ediyoruz. Romanya'yla ilişkilerimiz tıpkı Polonya gibi stratejik ortaklık seviyesindedir.
*Son iki yılda üst üste 10 milyar dolar seviyesini aşan ticaret hacmimizi önümüzdeki yıl 15 milyar dolara yükseltmeyi hedefliyoruz. Savunma ve askeri iş birliğimiz Romanya'yla ilişkilerimizin önemli bir boyutunu teşkil ediyor. Karadeniz'e sürüklenen mayınlar, ülkelerimiz için büyük bir tehdit oluşturuyor.
*Bu tehdite karşı NATO Vilnius zirvesindeki tahütlerimiz doğrultusunda ülkemizin öncülüğünde Romanya ve Bulgaristan’ın katılımıyla Karadeniz'e mayına karşı görev grubu oluşturulmuş durumda. Türkiye, Polonya ve Romanya bugün olduğu gibi gelecekte de bölgemizin istikrarına ve küresel barışa katkı sağlamaya devam edecektir.